14 Ocak 2016 Perşembe

Merhaba arkadaşlar

Neden ve nasıl başladım fotoğrafa onun hikayesini anlatacağım. Şans eseri tanıştım fotoğraf makinesiyle ama gerçekten şans. İlk sahip olduğum makine fanta kapağının altından çıkan filmli tek kullanımlık bir makineydi. Dedim ya şans işte. Şanslıydım geziye gidecektik okulca ve o gün için kullanabilecek, arkadaşlarımla anılarımı ölümsüzleştirebilecektim. Tabi bahsettiğim seneler 90'ların ortası. O zamanlar cep telefonları, digital makinalar yok. Tabi geziden sonra geldim fotoğraçının birine gidip fotoğrafları yıkattım. Makine tek kullanımlık olmasına rağmen güzel çekmişti. Hoşuma gitti fotoğraflarımın olması sevdiğim güne dair. Alet edavata da meraklıyım bide hatıralarım olmuş kendime dair çok hoşuma gitti.  Sonra ailem bir tane fotoğraf makinesi aldı tabi gene filmli hala 90'lardayız. Onunla çekimler yapmaya devam ettim. Ama o zaman şimdiki gibi değil yine her istediğinizde deklanşöre basamıyorsunuz çünkü filmler baskı yaptırmak hepsi pahalı. O yüzden gerçekten çekilecek kareleri çekiyorsunuz. Hep bir meraktı filmli makineler fotoğrafın nasıl çıkacağını bilmiyorsunuz. İçinizde bir heyecan ile bekliyorsunuz nasıl çıkacak hattta çıkacak mı diye. Filmli makineler öyleydi çünkü ne çektiğinizi göremezsiniz kontrol edemezsiniz. Bazen en istediğiniz kare çıkmaz yanmıştır fazla ışıktan ötürü. Veya hareket etmişsinizdir bulanık çıkmıştır. İşte bunlardan dolayı içimizde bir ürperti beklerdik fotoğrafın çıkmasını. İşte bu bütün hisler bağladı fotoğraf çekmeye beni çekerken ve çektinten sonrası hissedilen o duygular bir tutku gibi hala içinde halada çekiyorum.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder